MEKTUPLAR

SEN BUNU BıLMEYECEKSıN 

Mektubuma, edebiyatın son derece kalıplaşmış kelimeleri olan nasılsın iyi misin? gibi klasikleşmiş sözcüklerle değil de; seni sevdiğimi seni çok çok özlediğimi söyleyerek başlamak istiyorum.
Bir insanın yaşayacağı en zor duyguları yaşıyorum belki de...
Sana karşı duymuş olduğum özlem, uzun zamandır rüyalarımı süsleyecek kadar güzel olmasına rağmen en büyük eksikliği içime yediremedim. Bazen düşünüyorum da; her şey eskisi gibi olur mu diye? Ama bazen de bunun çok zor olabileceği düşünüyorum.Çaresiz, çok rahatsız bir hastanın beklediği küçücük bir ümit vardır ya, benim ümidimde belki o kadar ama bu ümit benim yüzümde en azından bir tebessüm bırakabiliyor. Aklıma her geldiğinde özellikle geceler.Sabaha kadar düşünüyorum.Her şey nasıl olmalıydı diye kendi kendime.En azından böyle olmamalıydı bence.
Aslında sen de haklıydın. Sonsuz bir türlü sabah olmayan gecelerde sana hak verdi zaten. Ne yapacağımı bilmediğim, yapa-yalnız geçirdiğim, bir türlü kimseye açılıp söyleyemediğim çaresizlik içinde akan bu göz yaşlarım senin içindi.
Seninle ilk tanıştığım günler, seninle sohbet etmek için can atardım. Her an aklımdaydın. Tek düşündüğüm kişi sendin. İçimde bir korku olmasına rağmen. Bu da ayrılıktı. Okulda evde dışar da aklım hep sendeydi. Bu da bana mutluluk veriyordu ne yapabilirdim ki. Hala bu kadar uzun zaman geçmesine rağmen sana ait hiç bir şeyi unutmadım. Unutamadım. Hatırlar mısın? Bir kez sen de bana unut diye akıl vermiştin. Unutmanın bu kadar zor olabileceğini öğrendim. Unutmak kelimesini o kadar çok özlemişim ki keşke unutabilsem o kadar çok denedim ki. Seni hatırlatacak bir şey karşıma çıkıyor yine. Yalnız kaldığım zaman bir tek şey düşünüyorum. Ne olabilir ki... Bu duygunun nasıl bir şey olduğunu tahmin bile edemezsin.
Belki de ilk defa böyle duygular içindeyim. Kendimi çok yalnız hissediyorum. Hayatımda ilk defa bu kadar derin duygular içinden hareket ederek birisine açılıyorum. Bunun zor yanı da duygularımı paylaştığım kişinin sevdiğim kişi olması.Belki de en zor dakikalarımı yaşıyorum şu anda. Şimdiye kadar duygularımdan kimseye bahsetmemiştim çünki...
Serin bir gecede, Yaşarın romantik şarkılarının eşliğinde şu yazıyı yazmak o kadar çok zor geliyor ki. Hiç göz yaşların benimkilerle yaşadı mı? Benim göz yaşlarım hiç yalnız kalmadı biliyor musun? Hep göz yaşlarıma eşlik ederdim. Hiçte soramazdım göz yaşlarıma neden ağlıyorsunuz diye? Korkardım... İçimde sakladığım bir tek dileğimde mutluluğundu. Göz yaşlarımın ardından hep mutlu olmanı dilerdim yıldızlardan.
Zaman öyle acımasız ki, beni dinleyen birini bulmuş iken yine çabuk olmamı istiyor. Zaman... Hep acımasızdı zaten...
Son cümlelerimi yazarken benim için çok kutsal olan aşkım kelimesini o kadar çok söylemeyi istedim ki... Bunu anlata bilmek mümkün değil. Benim yazacaklarımın hepsi bu kadar. Umarım ki mutlusundur ve her şey gönlünce olur. Kendine iyi bak...






















 

GözbebeĞimsin 

Karanlıgın soguk ve dilsiz duvarlarına senin mutluluklarının figürlerini ciziyorum..Islak kaldırımları senin tatlı sesinle asındıroyum..Günese kapalı tüm bedenimin sevgi perdelerini araladım senin günesi andıran gül yüzüne..Sevdigim..seninle actım günese ve umuda gözlerimi...Yitirdigim günesi senin yüzünde buldum.Susamıstım sevgiye...Kana kana ictim sevgini..Nefesim daralırken senin mutluluklaında huzur buluyorum...Azgın dalgaların hırcınlıgında senin huzurlu kalbine sıgınıyorum..Kuruyan kalbimin corak cöllerine gözbebeklerimden süzülen nazenin gözyaslarını bıraktım.Umudu tohum, sevgini günes bilip dünyann en güzel cicegini ektim kalbimin corak topraklarına...İçimde acaba kurur mu diye bir süphe yok .Eger seninle aynı sevgiyi paylasıyorsak ve ayrı kentlerin aynı sabahında aynı sevdaya uyanıyorsak ve iki ayrı bedende tek kalp olup seviyorsak birbirimizi bu cicek her zaman büyüyecek.Sevgimizle ve yarınlarımızdaki umutlarımızla mutluluklarda yeserecek..Gözbebegim..Yalnızlıgın icinde yetim cocuk misali dolasırken senin kalbinde buldum tüm benligimi...Sevginin ve mutlulukların en güzelini Senin cennet misali kalbinde buldum.Cöldeki seraplarda ve geceleyin karanlıgını yok eden hayallerinin tatlıgında sevdim seni..

Yıldız yıldız gözbebekelrinden aydınlıga düsmek istedim..ilmik ilmik sevgiyi dokumak istedim tyüm kalbinin hücrelerine..Damla damla olup yagmurun sevgiyle bulustugu bulutlarda senin tenine hediye edilmek istedim..Seni severken ürkek bir ceylan gibi yüregim... sevda duragındaki son bekledigimsin..Sen kalbimin en güzel melegisin ve hayatımın en güzel bebegisin...seni canımdan öte sevdigim gözbebegimsin...Geceden sabaha bıkmadan uslanmadan mutsuzluk cöllerine mutluluklar tasıyan rüzgarın esintisindeyim..Esen bir rüzgar olup dagıtayım saclarını..Bırak cöz saclarını dagıtayım omuzlarına..Darmadagın olmus saclarını yine ben toplayayım...Cennetin en güzel gülü olup yanaklarına hediye edileyim...Bir kelebek olup son nefesimi senin kalbinde vereyim....kurumus sarı yaprak olup senin ilkbaharındaki sevgilerinle yeniden yesereyeyim....Baktıgım tüm aynalarda senin hayalin ve tüm sehirde senin özlemin var..

Sehrin tüm yanan ısıklarında senin izini sürdüm.Bohcamdaki son ekmegi senin icin böldüm..Seni sevmek bu dünyanın kötülerinin icinde güzellikleri ve senin sevgini bulup seni yasabilmektir...Ve seni sende sevmek gözbebegim; herseyinle kabulllenip iki ayrı bedende tek kalp olup aynı sevdayı nefes bilmektir...ben senin kalbindeyim..yalnızlgıın tüm zincirlerini kırıyorum esen her deli rüzgara karısıp saclarını dagıtıyorum...Gece olup karanlık çökünce odana, yıldız olup aydınlıgına misafir oluyorum...nasırlanmıs ellerimle sana yazıyorum yine...tüm yıldızlar senin gözbebeklerinin icine armagan olsun..kalbim hep senin sevginle dolu olsun..

Kelimelere sıgmamalı sana olan sevdamın denizindeki büyüyen askımın bir damlası...ne olurdu gecmisimdeki acılarımı silip senin dizlerinde bir bebek misali aglaması..Gözbebeklerinde bilirim yüreginin nazeninligini , can bilirim her icine cektigin nefesinin agırlıgını...Mürekkebi sevgiyle koyulasan ve gül yüzüne satır satır yazılan ömür sevdasının mutluluk kokan dizeleridir sana olsan yangınlarım...

Göcmen kuslara sordum tüm iyliklerini...Kalbime adadım tüm sevgilerini..karanlık gecelerime parlak yıldız bildim gözlerini...yudum yudum ictim mutluluk denizindeki sevgini...Sevdanı ekmek , mutluluklarını katıgım bilip seninle olan uzun yolculugumda lazım bohcama koydum...Her sevdaya uzanan satırda senin gözlerini buıldum.. eksiklerimi senin mutluluklarınla tamamladım.Hatalarımın üzerlerine yarınlarımdaki senin umutlarınla karaladım..Gecmisimdeki acılarıma tuz basıp sana kosuyorum yüregimin cıplak ayaklarıyla..Bugünümdek yasama sevinclerimi yüregine ekleyip Cennetin mutluluklarında seni bulabilmek icin kosuyorum sana kavusma umutlarımla..

Kanatlanıp ucsam kanatlarımda senden ögrendigim tüm sevgilerini mutsuz insanalara tasıyacagım...Şair olup yazabilsem kalemimle yerle gök arasına sevdamı satır satır aktaracagım..Bir tomurcuk olup baharlarda acsam sevgini ve seni anlatacagım sevdaya hasrett gönüllere ...seni seviyorum gözbebegim...

 

Her An Seni Yaşıyorum 

Seviyorum seni...Canımdaki yasayan can..Her an seninle yasıyorum..karanlık gecemde gözlerin düsüyor bir yıldız gibi..Üsüyen günüme sevgin sıcaklıgıyla süzülüyor yüregime..her seni sevmek icin kalbimdeki umut kırıntılarını senin yüzündeki tebessümlere yüklüyorum..Dilimde söylenen her sarkıda sana birkez daha " seni seviyorum " sesleniyorum..Ates atılmıs bir kalbim varken sen kabul ettin ..Kısın ortasında kalmıs bedenimi sevginle ısıttın..Sana ne demeliydim..Gülüm dememi istemezdin..Güller her zaman solardı.." Canım" demek istedim..Sen bana hep canım diye seslenirdin..Yüreginin bir yarısı sendeydi..her zaman sende kalıp iki ayrı bedeninin tek kalbindeki deli sevdasını yasıyoruz...Seni seni diye seviyorum..Belki sna söylenen her kelime basittir..Süslü degildir kelimelerim .Ama bil ki canım sana söylenen kelime sana okunan her siir senin kalbindeki sevgiyle güzellesip özel bir sevda oluyor..keske senin sevgi denizinde bir damla su olabilseydim..Seni sevmek bir kuru ekmegi paylasmak gibi..Her lokmada daha cok sevmek seni..Sana sevdalanmak yagmurun icindeyken gözkyüzündeki nazenin ciceklerin gövdelerine düsmek gibi..Yıldız olup senin karanlıgında gözlerinde kaybolmak belki senin sevginde nefes almak..Yalnızlıga perdeleri cekip mutlulukların gölgelerinde serinlemek seninle...Seviyorum seni demekten öte senin icin yasıyorum bu hayatta..öyle tutulmusum ki sana herseyimi sana verdim...Daha cok sevmek icin yüregine konakladım..Bir misafirdim ilk önceleri ama seni sevdikce artık senin kalbinde kalıcıyım..her kısın ortasında sıcagı arıyorum ne de yazın ortasında serinlemek icin rüzgarı soruyorum...Tek yaptıgım seni ,senin kalbinde yasayarak seviyorum..Dertlerimi sende unutup hayatın acı suretlerine gülümsüyorum.kalabalık sehirlerinden uzaklasıp senin gül yüzünle aynalarda yarınlarıma bakabiliyorum..Seni canımdan öte seviyorum..Ucurumun kenarıyda solmayı bekleyen bir cicekken senin sevginle yeniden mutluluklara tomurcuk acıyorum...her sabah perdeleri aralayıp senin günısıgında sevgini aralıyorum..Sen farklısın..Canımdan birisi, nefesimin mutluluk rengindeki suretisin sen...Adını konulmamıs sevdanın en güzel melegisin..Belki kalbimdeki tek can..hayata dair tek umudumsun..Seninle yasayıp seninle hayata bakabilmek...Düsündükce seni aklımda büyüyor bu sevdan..Daldıkca gözlerim ufka senin gözbebeklerin geliyor..Büyüdükce gözlerin satırlara dökülüyor sevdan...her dizede seni yazıp seni yasıyorum..Sen nefes aldıkca ben mutluyum buralarda..Seni seviyorum...Belki hayatımda bir kez böyle cok sevmisken seni kalbime hediye ediyorum...Zenginim cünkü seviyorum seni..Zenginim cünkü senin tarafından seviliyorum..En büyük hediyem senin askın..Her nefesim sana armagan olsun....Hayatımdaki en büyük asksın..ve son sevdamsın yarınlara dair..Seni seviyorum..Kanatlanan her kusun gözbebeklerine yarınlarında yasayacagın mutlulukları yükledim..her sahile vuran dalgaya yarınlarındaki sarılacagın umutlarını yükledim..her geceye bir siir yazdım hep senin isminle baslayan - hani- ismail bu kacıncı Serayla baslayan siir diye seslendigin- iste o siirleri her gece gökyüzüne yazacagım..Seni seviyorum..Öylesine seviyorum ki bu dünyada kavusamasa da kollarımız ; seni Cennetin güllere acılan bahcesinde seni bekliyor olacagım..Ve sen yasadıkca bu nefes senin atacak..her gece sana dua ederek sarılacagım uykulara..Esen her rüzgarda senin kokunu arayacagım..Ve seni kalbimin en derin yerinde yasacagım..Seni sen diye canımdan bir can diye sevecegim..Seni seviyorum Seray.Hem de Canımdan öte...

 

Senden Vazgecmeyecegim 

Bedenimi teslim alan hüzün , ruhumu cepcevre saran kırık düsler ve icimde senden bana arda kalan cam kırıkları var...Hic kimse dindiremez ayrılıgın sessiz ama yürekten gelen isyanlarını.Bir gece yarısı odanın perdelerini arala ve de kösebasında avarecesine bekleyen bir adamı göreceksin.O kisi benim.Seni unutmak o kadar zor ki , sen gitsen de kendi kalbine cekilsen de ruhunun karanlık köselerine benim kalbimde senin bana yasattıgın mutlulukların ayak izleri var ..

Sen karanlık geceleri mi teslim alan yalnızlıga inat bütün geceyi sevdiginin düsleriyle gecirebilirmisin? Gelmeyecegini bile bile sanki her an hüzün denizinden kalbimin sevgi sahillerine ugrayacakmıs gibi gözlerini uykuya haram edip sabahklara kadar onu beklermisin ? Gözlerindeki mutlulukları sadece iki dakika icin hissedebilmek icin ölmeyi göze alır mıydın? İste ey sevgili seni bu kadar içten seviyorum...

Karanlık gecelerin puslu sabahlara merhaba dedigi, sahte gülüşlerin ilkbaharda hasret cicekleri actıgı , ayrılıkların cirit attıgı zamanlarda buldum seni.Ugrunda her seyi kaybetmeye degecek kadar degerli birisin sen..

Gözleirnde kilitliyim ben sen ise ; yüregime mühürlenmis ask siirlerinin en mutlu satılarısın.En yalnız zamanlarımda sana acıyorum gönlümün senden önce gizli kalmıs kapılarını ve ayısıgını senin gözlerinde görüyorum ve de hep gözlerinle parlıyor gözbebeklerim..

Sevgimi ve de hasretimi senden bana kalan bu öksüz kentin yalnız sokaklarına bırakıyorum.Ayrılık ceken yüregimi corak topraga veriyorum.Ve sana olan özlemlerimi umutsuz yarınlarıma sevda tohumu olsun diye ekiyorum .Belki bir gün kalbime dönersin diye...

bos siseyle bardakta titremekte mum alevi, oda soguk ve de karanlık.Dısarıda kır ciceklerinin üzerlerine hasret yagmurların hüzünlü damlacıkları düsmekte..Yine sabahlar olacak yorgun gecelerden sonra ama sen yine gelmeyeceksin

sonbaharda esen rüzgarla bir saga bir sola savrulan kuru yarak tanesi , o hala düsecegini bilse belki de ilkbaharda amnasızca esen rüzgara meydan okumazdı.ben sonbaharın gelmesini bilsemde azraili ve de ölümü karsıma alsam da seni sevmekten vazgecmeyecegim

 

ıMKANSIZ SEVGıLıYE.... 

Bugün ne yaptım biliyormusun?Papatyalar topladım senin için..Gökyüzünü izledim..Güneşin doğuşunu, sensizliğin sessiz hıçkırıyla haykırdım dağlara..Bir başkaydım bugün ey sevgili seni daha bir sevdim daha bir işledim yüreğime..Umutlar tükenmeden çaresiz bekledim seni... Sen bilmedin ne fayda..Bilme deli çocuk duyma olur mu?Ben yine aynı yollardan yürüyorum..Yine aynada gülüyorum kendime..yine ıslanıyor gözlerim sensizliğin ortasında..yine duyuyorum kuş seslerini..sen duyma beni olurmu?Ben herşeye rağmen yaşıyorum..Belki sensiz belki çaresiz ama inan mutlu bir aşığın hüznüyle yaşıyorum..Bir indi bir çıktı kayalara vuran dalgalarda yüreğim..Sensizliğin verdiği buruk acıyı çektim yine..Olsun be sevdalım sana değer..O en değerli duyguyu yaşattın ya bana senin için herşeye değer..Hayata aşka gülen alay eden beni ne hale çevirdin sen.Helal sana ey sevgili..kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak yerdesin..bilmedin bilmeyeceksin..Sevginin yerini riyakarlığın aldığı şu yaşamda bulamadığın kadar sevgi sunmuştum sana oysa..İmkansızımsın benim, gururum, aldığım soluk ve eski fotoğraflarımdaki çocuksu gülüşsün..Sana bu kadar yakınken uzaklaran izlemek koyuyor be sevdalım..Gözlerine bakamamak,sevdiğimi haykıramamak,seni hep uzaktan izlemek inan acıların en büyüğü..Hep ben yaşatırdım bu uyguları başkasına şimi neden ben?Belki de Allah'ın cezasısın bana..Görmediğim sevgilerin intikamı belki de bu kimbilir?Belkide tutan bir ah sın sen..Ahhh sevdiğim hayatıma bedel oldun sen..Yalnız seninle kurulu bir hayattayım şimdi..Sabah uyandığımda kahvaltımsın sen..Sokaktaki yaşlı amcasın..bir kuş sesisin..attığım adımsın..kitaplarımsın..mutluluğum,hüznümsün..
Yaşadığım her yerdesin sen..Ahh bir bilsen..Dünya bildi sen bilmedin be eşsiz sevdalım..Oysa birlikte yaşamak vardı tüm güzellikleri..dizine yatmak ve gözlerine dalmak sonun başlangıcı olurdu belki..ve sevdiğimi haykırmak sesim kesilene kadar..Çıldırtan yalnızlığın ortasındayım şimdi..Sen nerdesin, kimlerlesin aklıma düştün be ey sevgili..yüreğimde olman yetmedi..artık çözüm getiremediğim gibi
soruda soramaz oldum..ne çekilmez çileymiş aşk acısı..ne acıymış imkansız sevgiyi yalnız yaşamak..Hayata dair istediğim tek şey sensin..İlkimsin benim ve sonum olacaksın
SENİ SEVİYORUM EŞSİZ SEVGİLİ...


















 

SEVEMEYECEK-ıMKANSIZ AşKIMA 

Sadece hayalin kaldı kan çanağına dönen bu gözlerde, uykusuzluktan harabe olmuş bir gece, ve bir avuç yüreğe hiç istemese bile ev sahipliği yapan bedenim kaldı,
Ne istediğimi bile bilmiyorum, seni görmeden geçen zamana tahammül edemediğim halde ömrümün sonuna kadar sensiz olacağımı bilmek bitiriyor, sana dair tüm umutları kırıyor içimde,
Her gece kirpiklerimi ıslatarak vazgeçiyorum senden, sonra tekrar başa dönüyorum, mahkum ediyorum kendimi sana, ve içimde kıyametler kopuyor.
Bir bakıyorum iki adım ötemden geçiyorsun da
Bu yorgun yüreğe hiç acımadan,
Yönünü bile değiştirmeden bakışlarının
Geçiip gidiyorsun,
-Bir kez olsun dönde bak ardına
Bir kez olsun dönde bak...
Bazen seninle karşılaşacağımı zannederek, hangi kaldırımdan yürüyeceğimi şaşırıyorum, yollarımı uzatıyorum bazen, belki sana rastlarım diye..
Sen varsın ama
Sanki yokmuş gibi imkansızsın bana...
Yolda gördüğün herkese sen misin diye bakmak o kadar zor ki!
Sevginden haberi bile olmayan
tüm zevklerini ve inandığı değerleri altüst eden biri için göndermemek üzere
aşk mektupları yazıp durmak, kendine olan saygını yitirmek öyle zor ki!
An be an aşık olurken sana bunun bedelini sensiz ve boşboş geçecek yıllarla ödeyeceğimi bilseydim, bakarmıydım sanıyorsun gözlerinle, bu kadar değişeceğimi bilseydim, bu kadar sıradanlaşacağımı, geri geri gitmezmiydi ayaklarım onca yolu peşinde koşarak tüketmek yerine,
Seni sevmek, geçmişe dönüp pişmanlıkları tekrar tekrar yaşamak gibi
Deli gibi sevdiğin insana yabancı olarak bakmak gibi,
hatta yüzüne bile bakamamak gibi birşey,
Seni sevmek umrunda olmadığından emin olduğun biri için her gece uykusuz kalmak.
En kötüsüde ne biliyormusun,
yüzüne her baktığında
konuşmaya bile gerek kalmadan basbasbağıran yüreğime, ulaşılmazlığınla tetik çekiyorsun ya umutlarıma, hani bazen görmüyorsun ya beni...
Gözlerimi kapayım seni düşünüyorum hep
nerde şimdi? mutlu mu? ben hiç aklına geliyor muyum? diye düşünüyorum sonra;
- Yok daha neler diyorum.. kendime sorduğum üçüncü soruya.
biliyormusun
geç saatlere kadar sana sayfalar dolusu şiirler, mektuplar yazan bu eller, bir bakışınla tutmaz oluyor, galiba sensiz olmuyor.
Adını çaresizlik koyduğum bu anlamsızlığın içinde boğuluyorum,
bu yüzden her defasında yenik düşüyorum ya kendi aşkıma, tek yürekte yaşattığım karşılıksız aşkıma,
Sonunu bilmem ama sessizce sevdim seni
sessizce büyüttüm hayallerimde
ve sessizce sevmeye devam edeceğim.
Seni her gün bir önceki günden daha çok seveceğim,
Belki de dünya da hiç ama hiç kimse "seni benim kadar sevmeyecek" sevemeyecek eminim!!!...
















 

Asklarin En Güzeli 

Iste oldu, sonunda olsu, merak ediyordum, anlam veremiyordum, eh… birazda korkuyordum ama oldu…

Agladim, anam-babam ölmüs gibi agladim, bacagimin yarisi kopmus gibi agladim, en sevdigim beni sirtimdan vurmus gibi agladim, hüngür hüngür agladim…

Onun icin agladim, yanimda olmadigi icin agladim, onunda beni sevdigini bile bile birlikte olamadigimiz icin agladim, beklesemde, ümizlensemde ne o gelebildigi, nede ben gidebildigim icin agladim, hüngür hüngür agladim…

Nasil oldu bende bilmiyorum…
Sarkiyi isitti önce kulaklarim, bizim sarkimiz olsun dedigimiz sarkiyi:
„Hic özlemedigim kadar özlüyorum bu aralar seni, niye bilmiyorum ama ben sadece senle mutluyum. Ah su gönül gözünden görmek dedikleri var ya, seni her halinle seviyorum… Kücücügüm herseyim nolur cok uzaklara gitme, gidersen ölecegim, karanliga dönecegim…“

Sarki hareketliydi, yinede bi hüzün cöktü üzerime, o geldi aklima! O an telefonum caldi, cagri birakan oydu, hüznüme tuz-biber oldu ve hic farkinda olmadan birkac damla yas süzülüverdi gözbebeklerimden…
O birkac damla dedigim yas büyüdü, büyüdü kasirgalar kopardi icimde, agladim, onun icin agladim, hüngür hüngür agladim…

Bir insan derdi, tasasi olmadan aglarmi hic derdim hep, nereden bilebilirdim ki dertlerin en büyügü, tasalarin en cekilmezi yârdan ayri kalmak, ona dokunamamak, gözlerine bakamamak oldugunu.

Düsünüyorum da, keske beni sevmeseydi… Ozaman bukadar baglanmazdim ona, icimde sönerdi aski, gün güne büyümezdi böyle…

Amaaaaan, yok yok, vazgectim, agzimdan yel alsin! O beni cok seviyor, ben onu daha cok.
Birlikte olamamamiz yüregimi delsede, onu düsünürken kendimden gecsemde, aski beni aglatsada, yerden yere vursada hicbirseye degismem, cünkü o ve onun aski, kisacasi herseyiyle, her haliyle o… O Asklarin en Güzeli!


Seni Seviyorum Birtanem Ve Inan Bana Bu Hayatta Olamasamda Bundan Sonraki Tüm Hayatlarimda Seninim, Sende Benim!

 

Kaç Kere Seveceksin 

"Sevgili SEVDA.Nasılsın?İyimisin?"...tabii ki böyle klasik cümleler olmayacak mektubumda.Düşünüyorum düşünüyorum ama sana söyleyecek hiçbir kelime bulamıyorum ki ben.Seviyorum mu desem yoksa nefret mi etsem bilemiyorum.Sevgin ben de sabah kahvaltısında içtiğim çaydan daha sıcak etkiler yaratmışken senin bana yaptıklarını bir türlü yediremiyorum kendime be SEVDAm.Daha dün seni seviyorum derken bugün ayrılmanın planlarını yapmak bana ne kadar koyuyor bilemezsin ki.Aşkın karanlığına gömülmüş bir kuytudan beni çıkardın desem biliyorum ki yarın beni daha derin kuytulara gömecek,daha sıcak kazanlarda kaynatacak ve belki de bir daha hiç seni sevdiğime yanmayacaksın.İşte bunu bile bile kaynar kazanların fokurdamaları arasında ben yine seni seveceğimi unutma sakın olur mu.Bir bebek masumiyetiyle ellerimi sana uzattığımı ve teknolojinin uçaklarda bile oluşturamadığı kanatlarımla sana kanatlandığımı unutma.Biliyorum belki de bu aptal yine neler saçmalamış diyeceksin ama bil ki beni senin SEVDAn aptallaştırdı.Serseri gibiyim şu an.Sanma ki senin gitmen koyuyor bana değil.Gidip de geri dönmemen koyuro be SEVDAm.Gidip de geri dönmemen koyuyor.Bir kerecik benim "SENİ SEVİYORUM" çığlıklarıma ben de "SENİ SEVİYORUM" desen bilgisayarının tuşlarımı eskirdi be.bir kerecik olsun.
Sen gittiğinden bu yana kapımın ayarı bozuldu SEVDAm.Hiçbir marangoz tamir edemiyor artık.Biliyorum ki o kapı senin gelişini bekliyor sevdam ve biliyorum ki senin gelişin benim dirilişimi gerektiriyor.Ama sen var ya lisenin nazlı kızı,kalbimin hırsızı, manga grubunun cambazı, şairin sazı,arının balı,ağacımın dalı,damarlarımın kanı,ibrahim erkal'ın şarkısındaki gibi etlerimin tırnağı ve yüreğimdeki ateş gibi canımın cananı sen bir türlü gelmek bilmiyorsun ve ben türlü sevmek bilmiyorum.
Ne zaman ki sen gelirsin bil ki o zaman ben dirilirim............

 

Ne çok özlemişim Seni 

Ne çok özlemisim seni.Seni düsünerek kurduğum ve rüyalarımad delice sarılıp dizlerinde agladıgım sevdana ne cok özlemisim..Rüzgar olup saclarının dagılışını , esen yelde saclarını bukle bukle omuzlarından beline dökülüsünü özlemisim ben..Gece yarısı gözlerin düsüyor aklıma bir yıldız gibi..Gözlerinde sanki bir gece saklı..Gözbebeklerinde ise yıldızların en güzeli parlıyor..Dagılan saçlarının arasından teninin kokusunu cekiyorum icime...Gözlerine dalıyorum gözbebeklerinde bir ömür boyu yasayıp özleminde alev alev yanmak icin..Aman Allahım tenin büyüleyici kokusu..Hangi ciceğin kokusuydu bu ? Menekselerin mi sümbülllerin mi yoksa akasyaların mı kokusuydu bu ..hayır bu sadece Cennetin bahcelerinden gelmis bir kokuydu...Mest oldum bir an sana..Yeniden asık oluyorum sana..Yeniden seviyorum seni..Sanki gözlerimin önündeki deniz kızıydı belki de ..Öyle tutulmusum ki sana..Tarif edilmez duyguların icinde özlemini cekiyorum icime...Senin kalbinde buldum baharları..Ucurumun kenarındaki kalbimimle sadece saan tutundum..Kalbimin kurak cöllerine düserdin damla damla..Karanlık geceden korktugumu bilirken her gece yıldız yıldız düserdin gözbebeklerime..

Ne cok sevmisim seni..özlemlerinde yandıgım, sevgiye susadıgım yalnızlık cöllerinde kana kana ictigim, kalbime ismini sevgilerimle kazıdıgım canımdın sen..Seher vakitlerin soğuk gül yapraklarının ılık dokunuşlarındadır ellerinin nazeninligi, beni benden alan baharın güzelliklerine masum güzelligini katan sebnemleri bile kıskandıran tatlı gülüşlerindir..İçimde büyüttüğüm mavi kusların kanatlarında saklıdır sana olan sevdamın beyaz umutları..

Ne cok özlemisim seni...uykuya haram gözbebeklerimle bir an dalsam düslere beyaz gelinliğinle geliyorsun bana..Hayran hayran bakakalıyorum sana..Kırların en güzel ciceklerini toplayıp tac yapıp saclarını süslemişler..Gecenin aydınlık yıldızlarını gözbebeklerine verip yüzüne güllerin en güzel gülüşünü bırakmışlar..
Of ya uyanmak istemiyorum hayallerimden..Tatlı hayallerinin arasında huzur dolu yüregim...uyandırmayın beni..Bu kadar özlemisken seni; rüyalarımda yasamalıyım belki bu mutlulukları..

Tam hayallerimden uyanıp gözbebeklerimi günese cevirmisken aklıma düsüyor özlemin...Bu gece gelecektin..Gittigin diyarlardan kalbime kesin dönüş yapacaktın..Adı konulmayan bir heyecan var .Bekliyorum seni...Sen geleceksin ya bakma bana bos bos odaları kacıncı kez dolastıgıma..Mırıldanıyorum kendi kendime...Senin özleminde bir sigara daha yakıyorum..Biri bitmeden birisini daha yakıyorum..yanan sigarayla beraber senin özleminde bende yanıyorum alev alev.

Bir an merdivenlerden bir ses duyuyorum.Ayak sesiydi bu.Aman Allahım, yoksa bekledigim özlemi gözlerimde tüttügü sevda cicegim mi geliyordu...Heyecan daha artıyor..Terledigimi, ellerime bir titreyisin girdigin farkında bile degiliim..gömleğimin bir düğmesini acayım..Terim sinmesin senin dogum gününde alıp simdi giymeye nasip beyaz gömlegime..ne cok özlemisim seni...Ürkek bir ceylan gibi yüregim..Dilim susarken kalbimin tüm hücrelerinde senin özleminin alevi yanıyor..Sanki bu gece deniz tüm dalgalarını bana vermişcesine nefesim
gel-gitlerde kesiliyor..Sanki karanlık gece tüm yıldızlarını gözbebeklerime armagan etmiscesine gözlerimin ici ısıl ısıl..Sen geleceksin ya...Özledigimi karsılayacagım ya bu gece..Kendi kendime nedir bu telas diye sorarken ayak sesleri yakınlasıyor..yaklaştıkca sesi bir yakından geliyor..


Bekledigim zil caldı sonunda..Kimsiniz diye sormayacağım.neden sorayım ki sendin kapının ardındaki..uzun zamandır özledigim canım sendin..Bir nefes kadar yakınsın..Canım diye sarılacagım sana..Ve ne kadar özledigimi anlatacagım sana..Meğer ne cok özlemisim seni...Bu gece özlemlerimde bir kez daha sana sevgimi anlatacagım ve senin dizlerinde huzura uzanacagım..Seni seviyorum gözbebegim..Canım uzaklarda olsan da seni cok özledim..

 

Zamanı geldi 



Artık demir alma vakti geldi hasret karası bu şehirden. Sevdaların ,dostlukaların , pişmanlıklarınve dünlerin olduğu bu şehirden. Belki bir umut kalır yarına dair. Gitmek belkide evet belkide kendimce anlattığım sevdalara gitmektir bukaçış. yüreğim hasret karasına bürünmeden terk etmeliyim bu şehri. hani ya içimdeki sonbaharı ve güzgüllerni bırakıp giderim diye ve yine ölüm sessizliğinde buralar. Dışarda son bahardan kalma bir hava. Gök mavisini kaybetmiş.Güneş sıcaklığını yitirmiş.Zaten hiç sevmezdim böyle havaları, hep ama ayrılıkları hasret karasını getirmiştir.Olsun be sevda yeşilim zaten bunlar değil mi bizi yaşama bağlayan ve yarına dair bir şeyler yapmaya zorlayan.Aslında umutsuzluk değil yaşadıklarım. Belkide gitmelerim yarım kalmış sevdamızı bu sonbahara teslim etmemek içindir. Beni birgün ararsan sevda yeşilim,sakın uğramasenin gerçek bildiğin ama gerçekten yalan mavilere bürünmüş dostluklara. Beni gerçek sevdalarda ara gülüm gökyüzünün en mavi yerlerinde. Mesela dosta gülcükler gönderen bir rüzgarda ara beni. Terkedilmişliğin mevzilerde olduğu yerlerde ve beni sonbaharların gitmediği ilkbaharlarda ara.. Geçsede aradan yıllar ben seni yine bir haziran yine gökyüzünün en mavi yerinde sevda yeşilim karşılayacağım...


















 

YAşAMANIN ADINI SEN KOYDUM 

canım sana herşeyden önce seni çok sevdiğimi söylemek istiyorum hani hep söylerdim ya bunu ne yazmaktan nede söylemekten ölene kadar vazgeçmiycem diye işte yine yazdım sevgilim.BİTANEM sana ulaşamamanın verdiği acı beni her ğeçen gün biraz daha bitiriyorbazen durup etrafıma bakıyorum etrafımdaki insanlara bakıyorum herkes yaşama sıkı sıkı sarılmış bi yerlerde bişeyler yaklayıp gülecek bi nedenleri var ben gülemiyorum ben sensiz gülmemeye yemin ettim.senin adını her anışımda y,üreğimden bişeyler kopup giderken gözümden süzülen yaşlar ne için kim için söylermisin..................
ŞİMDİ BENİM YERİMDE OLSAYDIN acaba bana kalbinin kapılarını sonsuza dek açarmıydın bunu sana soruyorum.
seni seviyorum

 

SANıYELER 

Geçiyor günler saniyenin peşine takılmış.Sözlerimiz bazen mutluluk,bazende yılanın zehri.İşte geçiyor günler savaşla,bazen kendimizle,bazen çevremizle,bir bakmışız ki günler tükenmiş gitmiş anlayamamışız.Ah ömür dedikleri şey,bir nefese bağlımış.Geçiyor bir yanımız mechulu,kaybolur gidiyoruz bilinmeze doğru dostlarım.Her şey gibi gönlümüz de yorgun düşer.Bu hayat, bu muamma içinde.Serap gibi görünür kaybolur hayeller.İnsanoğlu bazen mutluluk verir,bazende ızdırap,sevgi sözcükleri satırlara uzanır.Belki bir mimik,belki bir simge sizi hatırlatır geçip giden saniyelerin içinde.Susurak çekilmek istersin gün gelir inzivaya,bir anda bitiverir düşlerin,hayellerin.Sonra haykırırsın çığlık,çığlığa ey gönül koşma,gölgeni bulabilmek için.Sonra bakarsın gölgen yanılsamaymış,diz çöker ağlarsın.O aradığın aşk,sevgi hayeller,mechuldeki ufuğa karışmış,bizlerede çekip gitmek kalmış.

DENİZİN GİRDABI BÜYÜK
VARLIKLARI YUTAN,ÖLÜM GERÇEK
AĞLAMAK,GÜLMEK İSE
DEĞİŞTİRMEZ SAĞI,SOLU
BİZİ ÇAĞIRIR SANİYELER
ÇEKİLİR BEDENİMİZDEN SON NEFES
ANAMIZA,BABAMIZA SARILIR GİBİ
SARILIRIZ BİR TOP KEFENİMİZE
ÖLÜM SOĞUK YÜZÜNÜ GÖSTERSEDE
HAYAT MUAMMA,BİZDELERDE YOLCUSUYUZ
BİLİRİZ TOPRAKTAN YARATILDIK
TOPRAĞA KARIŞACAĞIZ

 

YAşAM BıR FIRTINA 

Sayın arkadaşlarım!Yaşam bir fırtına bizlerde o fırtananın içinde yolculuk ederiz.Öyle bir yaşam ki yol aldıkça rehberimiz sadece kalbimizden gelen sesle yol alırız.Vahşeh dereceside inliyor yeryüzünden çığlıklar.Rumuz sıkılıyor,sığmıyoruz saatlere,günler,aylara,yıllara içimizdeki manevi boşluğu doldurmuyor hiçbir zevk ,alem,sevgi,şevkat.Yaşamın şeytanca düşünceleri,tuzakları karşısında güçsüz aciz kalıyoruz.Gülmekle,ağlamayı acıyla,tatlıyı yalanla,doğruyu ayıramaz hale geldik.Asil arkadaşlarım ağlamak çöllere can verirmi?Sevmeden,sevilmek beklenirmi?Aşk'ın şurubunu içmeden aşığın halini anlanırmı?Aşkı arıyan gönül söyle leyla için çöllere düşen mecnunu düşün.Asil gençlik her gördüğün yaşlılara sor.Giden yıllarını,gençliğini arıyormusun?hemen bir ah sesi yükselir.Gençliğimi yıllarımı aramıyorum.Bana yaptığı kalmadı.Sararıp soldum sonbahar yaprağı gibi.Geldim yaşamamın son demine gülmedim,güldüremedim meyhane köşelerinde boyun büktüm aşk uğruna.Yaradanı unutum kendimi unuttum AŞK,ı aramak uğruna heba ettim yıllarımı.Hayat bir oyundur bizlerde biçilmiş sadık oyuncularıyız.İşte evladım der ah çeker boşa harcadığı yılları için.Kalbiniz titresin yalan,dolanlar söylerken.Ruhun gıdası sevgiden geçer.Karabulutlar kol kol dolaşmasın üstünüzde kalbiniz kırıldıysa mezar yerine benzetmeyin.Hergün gülümseyerek uyanıp bir böceğe çiceğe bir sevgiye muhtac insana bir nebze sevgi verebildinse sizden asili yoktur arkadaşlar.


















 

HAYATA DAıR 

Hayat nedir önce bunu bilmek gerekir.Ama ben bunu bilmiyorum.Belki yaşamanın anlamını bilmediğidendir.Bir bayan için yaşam savaşı vermek zordur.Yasaklar içinde kendinizi ifade debilmek okadar zorki bu zorluğun içinde hapsoluruz.Biz kadınlar savaşçı ruha sahip olarak tüm güçlüklerin altından kalmalız.Neden analık ruhunu taşıdığımızdan bilmezler kadınlarda etten kemikten bir insan taşıyamacağı yüklerin altında ezilip kaybolmaya hapsolmaya mahkum olunur.Bazen hapsolduğun hapisaneden dışarı bakmak istesen gözlerine mil vurmakla cezalandırılırsın.Birgün tükenir işte değimiz bu yalandan hayat son durağına geliverir insan anlayamazsın yılların hayatın uçup gittiğini.Bir bez parsasını gömlek biçerler. Yaşarken nasıl mapus hayatı yaşadıysan seni bir avuç toprakla örtü verirler.Ben sevemedim bu yalan düyayı bilmiyorum belki hayatı yaşamayı neden zevk alıp mutlu oldumsa elimden aldı bu hayat denilen şeydoğduğumu bilemedim çocukluğumu yaşamadım gençlik nedir bilmedim.Geldim hayatımın yarı deminine halen hayattan tat alamadım.Birgün anladım ben bu hayat dene şeyi kaldıramıyorum hayatım soon bulsun istedim ama bunuda aldılar elimden bari aldılar olmaz olsun hayatı yaşamaya karar verdim.Bundan sonra nasıl geçer bilmem ama savaşçı olmam gerek bu zalim hayatı gerektiği gibi yaşayıp sonumu beklemek acısıyla talısıyla hayat seni yaşayacağım söz................
















 

HAYAT ve SEN 

Bir gökkuşağı düşün
O güzelim renkler ve başını ve sonunu bir türlü göremediğin o gökkuşağı........

Hayatın içinden....
Evet hayatın içinden geliyoruz hepimiz, hayatın içinde varoluyoruz, hayatın içinde yokoluyoruz ya da hayatın içinde
yaşama karşı mücadele veriyoruz...

Hayat o kadar büyük ve o kadar geniş ki...
Bugüne kadar yaşadığın herşeyi onun içinde yaşadın, onunla yaşadın.
İyilikler, kötülükler, güzellikler, çirkinlikler, mutluluk, mutsuzluk ya da hastalık ve sağlık.......
Tüm bunları yaşarken ne kadar anladın yaşadığını, ne kadar anladın var olduğunu, mutlu olduğunu, sevdiğini, sevildiğini, sevinip sevindirdiğini.... Bunları anlamaya ne kadar zamanın oldu? Ya da bunları farketmeye.?...
Ya da bunları yaşamak için ne kadar vakit ayırdın kendine ya da gerçekten vakit ayırdın mı?
Zamanın nasıl geçtiğini farkettin mi hiç? Sana nasılsın diye soranlara "iyi idare eder bildiğin gibi işte koşturup duruyoruz" deyip devamını getirmemek yerine, " İyiyim çok mutluyum geçende şunları şunları yaptım..." dedin ve bunları anlatmak için sabırsızlandığın oldu mu....


Evet amaçların.... amaçların var, ideallerin var. Peki ne kadarı hayatını yaşamana izin veriyor, hayatını yaşamaktan anladığın ne?...... İşinde başarılı olmak mı? İyi bir yerlere gelmek ve çok iyi paralar kazanmak mı, ya da bir yuva kurup iyi bir ebeveyn ve eş olmak mı?..Belki de zaten evlisin daha iyi bir eş olmak mı? Bunlar sadece hayatının bir parçası olmaIı, hayatın olmamalı.

Hiç hayatın tadını çıkardı mı! Hayatın tadını çıkarmak.....?
Hayatı doya doya kendin için yaşadın mı hiç? Hiçbir şeyi, hiçkimseyi düşünmeden, yalnızca önce kendin için birşeyler yaparak..... Önce kendin mutlu olduğunda bu mutluluğu farkında olarak başkalarına da dağıttın mı, bunun sana verdiği mutluluğu doya doya yaşadın mı? Kendin için isteklerini, amaçlarını, aslında gerçekteki ideallerini düşündü mü?Bunlar için ne kadar çaba harcadın? Kendine göre ne kadar imkan yarattın?

Başkaları her zaman mutludur onlar için yaşadığın sürece, peki seni düşünen, senin mutluluğunu düşünen kaç kişi var hayatında bir düşün bakalım. Kaç kişi senin için kendiliğinden birşeyler yapıyor, sana yardımcı oluyor içinden gelerek..... Ve hiç düşünmeden seni tarif edilemeyecek kadar çok sevdiğini söylüyor hiç karşılık beklemeden hiç beklemediğin bir an da belki de çok ihtiyacın olduğu bir anda...

Hiç kendi mutluluğu için yaşayan insanları gözlemledin mi ya da böyle insanları tanıdın mı hayatında?
Önce kendi mutluluğu için yaşayan insanlarla birlikte olmalısın ve kendin için birşeyler yapmalısın. Henüz hiçbirşey için
geç değil, mutluluğu yaşamak ve hissetmek için henüz geç değil. Ne kadar çabuk başlarsan o kadar çabuk başarırsın.
Hayatının geçerken nasıl geçirdiğini anlamanın vakti geldi artık, doya doya mutluluğu yaşamanın, içine sığdıramadığın o güzelim sevinci,sevgiyi hissetmenin zamanı geldi. Artık sen yeni bir sensin ve böyle devam etmelisin, eğer gerçekten yaşamayı ve mutlu olmayı istiyorsan..........
Unutma dün dünde kaldı, yarın muallak, var olan tek gerçek, yaşadığın şu an....



 

Hayatın anlamı



SEVDİĞİM düşünüyorum. Hayatın anlamı nedir diye?... En azından seni tanıyıncaya> kadar düşünüyordum.> Gerçeklerin acı olduğunu ve bu yüzden biberin gerçek olduğunu anlatan bir espriyi anımsadım. Halbuki biliyor musun, bütün biberler tatlıdır. Zira, hayat sanıldığı kadar acımasız ve acı değil, sadece hayattaki tadı alabilmeli, kendi istediğin gibi yaşayamadıkların ile beraber ölüp gittiğinde çevrenin sana bir yardımı olmayacak.> Kendini özgür bırak, ne hissediyorsan onu yap. Çoğu insan gibi mesela> benim gibi, ne yapman gerekiyorsa onu yapma, bırak duygularını perdelemeyi,> bırak ırmaklar gibi coşsun. Bir sevdiğinin elini tutarken yaşadıklarının yanlış olduğunu düşünüp hayıflanma. Bırak o sevgi senin tüm benliğini sarsın.> Eğer onun gerçekten aradığın olduğuna inanıyorsan, ona sımsıkı sarıl, onu yaşa,> onu bırakma...> Günün birinde belki anlarsın ne kadar sevdiğini, ne kadar sevebileceğini,> ne kadar sevildiğini, ne kadar sevilebileceğini... Ama iş işten geçmiş sevgilin, seni seven gitmiş, yitmiş olabilir. İşte o zaman üzülme vaktidir. Yerli yersiz ağlama vaktidir. İşte o zaman çevrene dönüp, şimdi ne yapacağım> diye sorma vaktidir. Alacağın cevabı sana söyleyeyim güzelim; BİLMİYORUM diyecekler, senin dediğin gibi...> Ben biliyorum oysa, oysa sende biliyordun. Hep bildin zaten. Ama öyle olmadın. Ama artık sen de biliyorsun, biliyorsun ki, en azından bir kez gerçekten sevildin ve yine biliyorsun ki, bu sevgi bitmeyecek. En azından ben bitene kadar.> Yaşa.. Doğru bildiğin insanı bul ve onunla yaşa, ama bu dostunu sakın unutma. Bil ki unutulmayı hiç sevmem.> Ve bil ki kurallarım vardır, herkes buna uymak zorundadır. ¬ Dostlarım benden önce ölemezler,> ¬ Dostlarım benden çok üzülemezler, ¬ Dostlarım benden çok sevemezler,> ¬ Ve dostlarımı kimse benden çok sevemez. Artık Ben'im dost'umsun.> Yaşa Bu hayatı sevdiğim, limon gibi sömürerek, tüm ekşiliğine rağmen

 

EKSTRALARIMIZ
 


RADYO DİNLE










GÜNCEL HABERLER
 



ONLINE DERGILER









SPOR HABERLERİ






YENİ ÇIKAN KİTAPLAR VE FİLMLER
 




HAVA DURUMU - DÖVİZ
ŞANS OYUNLARI
 









 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol